İrrasyonel Tüketicinin Kararları

taksoy
Temel Aksoy

Temel Aksoy‘un (Synovate Turkey, CEO & Araştırmacılar Derneği, Yönetim Kurulu Başkanı), blogunda yeralan “Markalar Zamanın Ruhunu Yansıtır” başlıklı yazısını okuduktan sonra üzerine düşünme fırsatım oldu.

Kendisi yazısında “Tüketimin temel ihtiyaç ve fonksiyonel faydadan koparak, öznel bir hal alması onu rasyonellikten uzaklaştırır.” demiş. Bu noktada Levent Erden (Euro RSCG 4D Turkey, CEO & IAB Türkiye, Yönetim Kurulu Başkanı) de aynı görüşü savunur fakat pazarlamanın önde gelen iki isminin tüketim kararına yaklaşımları işte tam da bu noktadan sonra birbirinden ayrılır.

Aksoy, yazısına “Tüketim, insanın toplum içindeki kimliğini inşa ederken kullandığı bir araçtır” diye devam ederek tüketim kararlarını yalnızca tüketicinin çevresinde yaratacağı imaj algısı faktörüne bağlamış.

lerden
Levent Erden

Ancak Erden kadınların iç çamaşırına neden çok para verdiklerini tam olarak şu cümlelerle açıklar: “Kadınlar iç çamaşırlarını başka kadınlara gösteremezler, erkeklere göstermek için olsa, bir erkek zaten oraya kadar geldikten sonra iç çamaşırıyla ilgilenmez. Sonuçta kadınlar onca parayı yalnızca kendilerini tatmin etmek için verirler.”

Yani benim anladığım Temel Aksoy “Çevre tarafından algılanılmak istenen imaj planlanarak tüketim kararları verildiğini” savunurken Levent Erden “Tüketicinin kendini nasıl hissetmek istediğini gözeterek tüketim kararı aldığını” savunur.

(Erden savına uygun olarak aklıma gelen ilk markalama örneği “L’Oréal, Ben buna değerim”)

Belki ikisi de doğru veya ikisi de yanlış… İşin aslı burda doğru ya da yanlışı aramıyorum. Amacım yalnızca iki farklı düşünceyi buluşturarak yorumu okuyuculara bırakmak…

7 thoughts on “İrrasyonel Tüketicinin Kararları

  1. Deniz, haklısın. Temel Aksoy’un tanımı 90′lı yıllarda marka savşlarını başlatan "imaj" devri için uygun bir açıklama. Günümüzde marka iletişimini sadece boyalı imajlarla yönetmeye çalışan markalar pek etkili olmuyor. Çok güzel bir yazı olmuş.

    Bu yorum FriendFeed üzerinde yapılmıştır.

  2. ben burada temel beye katılıyorum… ben kız arkadaşıma diyorum ki sana kocaman tek taş pırlanta alacağım. (kayabüyüklüğünde kısmetse) ama kimseye göstermeyeceksin söylemeyeceksin… onun cevabı "kimse bilmedikten sonra ne anlamı var pırlantanın?"

    Bu yorum FriendFeed üzerinde yapılmıştır.

  3. Peki Mustafa’cım; her gün tiril tiril takımlarını çekip bankada büyük bir ciddiyetle çalışan ve diğer yüzünü saklayan sen, neden bir Harley Davidson Fat Boy alırsın? Diğer insanlar görsün istediğin için mi yoksa öyle (Harleyci, özgür, asi vs.) hissetmek istediğin için mi?

    Bu yorum FriendFeed üzerinde yapılmıştır.

  4. yok abi bizde saklı bir durum… göbek saklanamıyor hiçbir yere… benim almamdan ziyade genele bakarsak sanırım harley de aynı şeye yarıyor. özgür ruhunu herkese göstermene yarıyor. mevcutta ben özgür özgür evde oturuyorum… 🙂

    Bu yorum FriendFeed üzerinde yapılmıştır.

  5. Ürün gruplarına göre veya sosyal sınıfa göre değişebilir ama her iki sav da gerçekten en önde gelen satınalma nedenlerinden. İççamaşırı olsun, lüks tüketim olsun… İkisinin ortak yönü olan “rasyonellik ötesi” olmaksa en önemli yönü bence.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *