Hayalinizdeki İşi Alabilirsiniz!

Bir çok insan için iş sahibi olamamak hayli stressli bir durumdur. Endişeye kapılır, kendi değerlerinden şüphe duyar ve ne yapacaklarını bilemezler. Bazen de panik içerisinde şirketleri özgeçmiş yağmuruna tutarlar. Ancak bu düşük riskli ve geri dönüş ihtimali düşük bir kumardır.

İş ararken yapmanız gereken ilk şey, herhangi bir nedenle size hitap ettiğini düşündüğünüz, çabalarınızı üzerinde yoğunlaştıracağınız birkaç şirketi belirlemek ve bu şirketler hakkında araştırma yaparak öğrenebileceğiniz her şeyi öğrenmektir. Bunun için şirketle daha önceden görüşmüş kişilerle konuşabilir, internetten faydalanabilir ve şirketin ürün veya hizmetlerini deneyebilirsiniz.

İstediğiniz işin nasıl değer yarattığını dikkatli bir biçimde düşünmeli ve şirketi en ince ayrıntısına kadar araştırarak, sizin deneyimlerinizle becerilerinizin yararlı olabileceği alanları bulmalısınız. Çünkü mülakat hakkı elde edebilmek için şirkete nasıl fayda sağlayacağınızı göstermeniz gerekir.

Ön hazırlık aşamasında edindiğiniz bilgilerden faydalanarak, aday olduğunuz görevle şirketi nasıl geliştireceğinizi, satışlarla karlılığı arttırırken masrafları nasıl kısabileceğinizi ve yenilikleri nasıl hızlandırabileceğinizi de anlatan bir özgeçmiş mektubu yazın.

Eğer hedef şirketiniz iş fırsatı ilan etmişse ve iş size uygun görünüyorsa, verilen ilanı mektubunuzda bir kılavuz olarak kullanabilirsiniz. Her ilan bazı anahtar kelimeler içerir. Göndereceğiniz mektup, verilen ilandaki anahtar kelimeleri yansıtan bir ayna gibi olmalı ve hedef şirket hakkında bilgi sahibi olduğunuzu göstermelidir. Ayrıca mektubunuzun kısa ve etkili olmasına da özen göstermeniz gerekir.

Bu aşamada hatırlanması gereken ilk şey ise personel veya insan kaynakları departmanındaki insanların önemli olmasına karşın nihai işverenler olmadığıdır. Hemen hemen her zaman işe alma kararı başka bir yerde verilir ve orası büyük olasılıkla aday olduğunuz departmandır.

Kuruluşa getireceğiniz değeri farkedecek ve buna ihtiyaç duyacak kimseler, şirketin veya aday olduğunuz departmanın yöneticileridir. Dolayısıyla nihai kararı verecek olan da onlardır. Bu sebeple kendinizi onlara pazarlamanız gerekir.

Şirketin gelişmesini sağlayabileceğinizi ifade eden mektubunuzu, şirketin yönetim kurulu başkanına veya başvuracağınız departmanın yöneticisine gönderin. Ancak bu şekilde mülakat şansı yakalayabilirsiniz.

Unutmayın! Red cevabı alacağınız, hatta belki de hiç cevap alamayacağınız onlarca özgeçmiş göndermektense birkaç tane etkin mektup yazmak daha iyidir.

Görüşme şansı elde ettiğinizde göreviniz, size yapılan yatırımın mali geri dönüşü olacağını kanıtlamak olmalıdır. Bunun için işverenlerin nelerden hoşlandığını bulmayı, neye ihtiyaç duyduklarını ve neyi, neden aradıklarını, ortaya çıkarmayı hedeflemelisiniz.

Görüşmeden önce “Bu şirket neden beni işe almalı” sorusunu sorarak bir plan hazırlamaya başlayın ve görüşme esnasında yönelteceğiniz ihtiyaç analizi sorularını tasarlayıp not alın. İhtiyaç analizi, işverenin tam olarak ne istediğini bulmak için sorulan sorulardır. Böylece, işverenin ihtiyaçlarını tatmin etmek için kendi özelliklerinizi ve faydalarınızı en iyi şekilde ön plana çıkarırsınız.

İnsanların bir kimseyi işe almasının bir tek nedeni vardır, o da bir sorunu çözmektir. Görüşme esnasında yönelttiğiniz sorularla bu sorunun ne olduğunu bulmalı ve sorunun çözümünün siz olduğunu göstermelisiniz. İşe alındığınızda sorunlarını çözmelerine yardım edebilecekseniz, o zaman iş sizindir.

Mesai saatleri, maaş, fazla mesai ücretkeri gibi sorular olmadığı müddetçe hiçbir işveren kendisine soru sorulmasından rahatsız olmayacaktır. Mülakatçılar, zekice sorular yönelten ve görüşmelere hazırlıklı gelen adayları sever. İşe alınmaya çalışılırken yapılan iyi bir ön hazırlığın, iş alınınca da iyi bir çalışma olarak sürdürüleceğini düşünürler. Ayrıca çabanız işle gerçekten ilgilendiğinizi gösterecektir.

Bir şirketin neden sizi işe alması gerektiğini bilmiyorsanız, şirketin de bilmiyor olduğuna bahse girmek isabetli olacaktır

Jeffrey J. Fox || Özgeçmişinizi Göndermeyin

Mülakat esnasında mutlaka göz teması kurun. Konuşmanın sınırları dahilinde kalın, ana konudan uzaklaşmamaya dikkat edin ve asla geçmişteki patronlarınızı, meslektaşlarınızı veya çalıştığınız kuruluşları küçük düşürecek, olumsuz şeyler söylemeyin.

Dostça davranmak insanlara kendilerini iyi hissettirir. Onlara her zaman dostça davranın fakat dost olmak ve dostça davranmak arasında fark olduğunu sakın unutmayın.

Düzgün bir görüntü çok önemlidir. Sakin, temiz ve kendinden emin görünün. Ayakkabılarınız parlasın. Saçlarınız taralı olsun. Bu, hem kendine saygı, hem işverene saygı, hem de ayrıntılara dikkat ettiğinizin göstergesidir. Görünüş ürün ambalajının önemli bir parçasıdır ve sizin ambalajınız; dinleme, öğrenme ve gülme şeklinizle giyiminizdir.

Başta gönderdiğiniz özgeçmiş mektubunun ardından sizden özgeçmişiniz istenmesi muhtemeldir. Bu sizinle ilgilenildiği anlamına gelir. Bu aşamada bir mülakat istemek ve özgeçmişinizi görüşme esnasında teslim edeceğinizi belirtmek stratejik öneme sahiptir. Sadece özgeçmiş göndermek büyük olasılıkla işe yaramayacaktır çünkü özgeçmişler daima adayı iyi gösterme eğilimi taşır ve herkes bunu bilir.

Özgeçmişiniz özgün, anlaşılır, ilgi çekici ve hatırlanır olmalıdır. Hobileriniz okuyucu için tekrarlanan bir kabus olabilir. Onları ve kendinizi tasvir eden tüm tanımlamaları çıkarın. Bunun yerine gerçek olaylar ve rakamları iyi nitelikleriniz ortaya çıkarmak için kullanabilirsiniz.

Özgeçmişinizde sektörel terimler değil günlük dil kullanın ve “ben” kelimesi kullanmayın. Bunun yerine bir anlatıcının dilinden yazın. Son beş ila sekiz yılınıza odaklanın ve iki sayfayı geçmemeye özen gösterin. Zaten kimse yirmi sene önce başardıklarınızla ilgilenmeyecektir. Açık ve ikna edici şekilde söz konusu kuruluşun sizi neden işe alması gerektiğini belirtin. Tecrübelerinizin önemini vurgulayarak ön plana çıkartın ama sakın yalan söylemeyin!

Tüm şirketler için kullanılan standart bir özgeçmiş, sıradandır! Oysa fark yaratmak için okuyucusuna hitap eden; yani işverenin ihtiyaçlarına, isteklerine ve ilgisine cevap veren bir özgeçmişe ihtiyacınız vardır.

Açık pozisyonları ilan eden insan kaynakları departmanı, toplanan özgeçmişlere eleyecekleri adayları bulmak üzere gözatar. Mülakatlardaki amaç ise adaylardan birini işe almaktır

Hikmet Koldaşoğulları || İnsan Kaynakları Uzmanı

Bir özgeçmiş yazıp, bunu bildiğiniz tüm şirketlere göndermeyin. Hiçbir şirket birbirine benzemez. Her şirketin kendine ait kültürü, yönetim şekli ve markası olduğu gibi işe alım profilleri ve çalışan ihtiyaçları da farklıdır. Öyle ki; aynı sektörde, aynı müşterilere hizmet veren şirketler dahi birbirinden farklıdır. Bu sebeple özgeçmişinizin, her kuruluşun farklı olan ihtiyaçlarını yansıtacak şekilde, ayrı ayrı uyarlanarak yeniden yazılması gerekir. Özgeçmişiniz, şirketin sorunu için mükemmel bir çözüm olarak görülmelidir.

Yanlış bir işe alımın, ekonomik ve kişisel giderleri çok yüksek olacağından, işverenler temkinli davranacaktır. Görüşmeden bir gün sonra göndereceğiniz mektupta durumunuzu tekrar edip, şirket için yapmayı planladığınız faydalı bir faaliyetten bahsederek bitirebilirsiniz.

Birkaç gün sonra görüştüğünüz tüm mülakatçılara birer teşekkür notu yollayın ve aracı kişileri asla es geçmeyin. Bu sizin itibarınızı, saygınızı, potansiyelinizi ve sınıfınızı gösterir. Ayrıca bugün birini hatırlamanız, yarın hatırlanmanızı sağlayacaktır.

Bir biçimde şirketin iktisadi durumu ile üst veya alt düzey hizmetlerini geliştirmenin yolunu bulduğunuz taktirde sizi işe alacak bir sürü şirket olacaktır; fakat bulunduğunuz yerde kalıcı olabilmek için size yapılan masraftan daha fazla değer üretmeniz gerektiğini asla unutmayın…

Konuyla ilgilenenlere Jeffrey J. Fox‘ın “Özgeçmişinizi Göndermeyin || Dont Send a CV” isimli kitabını öneririm.

Arka Kapak:

Özgeçmişini göndermeden işe girebilir misin?

İşe nasıl girileceğini herkes bilir: Ayrıntılı bir özgeçmişini ne kadar çok yere gönderirsen, iyi bir şirkette iş bulma olasılığın o kadar artar. Yapman gereken sadece telefonun çalmasını beklemektir.

YANLIŞ!

Bütün bunlar akla yatkın görünebilir, hatta bazıları bu yolla iş bulmuş da olabilir. Ancak gerçekten iyi bir iş bulmak istiyorsan, genel davranış kalıplarını bir kenara bırakıp diğerlerinin önüne geçmen gerekir. Teknolojik gelişmeler işgücünü bugüne kadar görülmemiş düzeyde zeki ve rekabetçi kıldı. Harika iş olanakları yine orada duruyor ama elde etmek artık çok daha zor.

Kitapları satış rekorları kıran ve yenilikçi düşünür Jeffrey J. Fox, doğru işi bulmak için izlenmesi gereken etkileyici ve çarpıcı kurallar dizisiyle bir kez daha sahneye çıkıyor.

Bu ilham verici, kolay anlaşılır ve uygulanabilir kısa yönergeler, Fox’u Amerika’daki en önemli işadamlarından biri yapan yaratıcı zekasını ve ısrarcı kişiliğini gösterir.

“İşe Girme Planı”, “İş Arayanların Sözlüğü” ve “Bumerang Mektubu”nun aslı ve uyarlamaları size rehberlik edecektir. Fox’un kuralları, iş arayanların başarılı bir strateji geliştirmelerine yardımcı olmanın yanı sıra, bir görüşmeye nasıl hazırlanılması gerektiğini ve görüşme sırasında en iyi izlenimin nasıl yaratılacağını da gösterir.