Sanıyorum hızından ve görece güvenilirliğinden kaynaklanıyor olsa gerek; önemli bir kısmımızın haber alma tercihini klasik medya dışında kaynaklardan yana kullandığı yeni bir dönemdeyiz.
Ben, henüz yeni yaşanan sel felaketinde, Basın Ekspres yolunun dereye dönüştüğünü, merkezleri İstanbul’da bulunan ulusal kanallardan önce, otomobilinde mahsur kalan bir vatandaştan, Twitter yoluyla öğrendim. Bandırma’nın göle dönüştüğünü ise yerel kanallardan bile önce, altıncı kattaki evinde mahsur kalan bir gencin telefon kamerasından Facebook aracılığıyla gördüm.
Bu yeni haber alma biçimi, medya tekelinin büyük ölçüde kırıldığı anlamına geliyor. Dolayısıyla bu durum, pazarlama iletişimi faaliyetlerinde klasik mecraları hala ana mecra olarak kullananların bir kez daha düşünmesi gerekliliğini doğuruyor. Fakat bu dolaylı sonuç, ayrı bir yazının konusu. Bu yazıda değinmek istediğim başka bir konu var.
Geçtiğimiz günlerde Müge Cerman’ın blogundan 16 Ağustos tarihli, “45 Saniye Size Ne İfade Ediyor?” yazısını okumuştum. Genel olarak 17 Ağustos 1999’da yaşanan büyük felaketten bahseden yazının küçük bir kısmını alıntılayarak devam etmek istiyorum.
…Türkiye’nin önde gelen donmuş gıda üreticilerinden birinin üst düzey yöneticilerindendi. Referansla kendisine ulaşmıştım ve bölgeye gönderebileceği bir frigorifik tırı olup olmadığını sormuştum. “Tabii” dedi “nereye gideceğini söylemeniz yeterli”. İçine su ve tıbbi malzeme koyacağımızı, ama gideceği yerde muhtemelen askeri birlikler tarafından alıkonulacağını ve morg olarak kullanılacağını söylediğimde “hiç önemi yok, bunca zaman oradaki insanlar bizim yaşamamızı sağladıysa şimdi sıra bizlerde” dedi. (…) Gerçekten de o tır gitti ve çok uzun zaman bölgede kaldı. Bir gün bile sitem etmeyen o dosta minnettarım…
45 Saniye Size Ne İfade Ediyor? || Müge Cerman
Bahsi geçen yöneticinin sözleri, beni sosyal sorumluluk kavramı üzerine düşünmeye sevketmişti. Tabii hemen global markaların bu bağlamda yaşadığı krizleri hatırladım. (En bilinenlerinden Nike ve Starbucks örneklerini sanıyorum hemen herkes hatırlayacaktır. || Parıltının Arkasında Daima Pislik Ara!)
Yeni iletişim araçlarının sağladığı olanaklar sayesinde medya tekelinin kırılması ve herkesin tek başına bir medyum (“Medya” kelimesi, “Medyum” kelimesinin çoğuludur.) haline gelmesi; geçmişin aksine(!), parayla susturulamayacak kadar geniş bir medya ağı oluştuğu ve hiç bir şeyin gizli kalamayacağı anlamına geliyor.
Öyleyse, itibarını ve/veya markasını önemseyen şirketler, atacağı her adımında eskisinden daha dikkatli olmalıdır. Reklamın önemli ölçüde etkinliğini yitirdiği ve sadece göz boyamak için yapılan sözde sosyal sorumluluk projelerinin tüketici nezdindeki anlamsızlığı artık herkesce aşikardır. Bu sebeple unutulmamalıdır ki; ne olduğunuz ya da ne söylediğiniz herhangi bir şeyden daha güzel bir iletişim sağlar.
Bu konuyu özetleyen ve bana bu satırları yazmakta ilham kaynağı olan Ralph Waldo Emerson‘ın güzel bir sözü var. “Ne olduğun kulağımda öylesine çınlıyor ki, ne dediğini duyamıyorum!”
Büyük bütçeler harcadığınız pazarlama iletişimi faaliyetlerinizin tüketici tarafından duyulması ve hedefine ulaşması için “-mış gibi yapmak”tan artık vazgeçin ve önce görülmek istediğiniz gibi olun…
Denizim ellerin dert görmesin, güzel ve ders alınması gereken bir yazı olmuş, teşekkürler yazdığın ve paylaştığın için.
Bu yorum FriendFeed üzerinde yapılmıştır.
Zevkle okudum, elinize sağlık..
Bu yorum FriendFeed üzerinde yapılmıştır.
Deniz, hem zeki hem çalışkan bir genç dostumuz, yazılarını keyifle okuyorum, sizlerin de takibe almasını öneririm.
Bu yorum FriendFeed üzerinde yapılmıştır.
Çok güzel bir yazı olmuş, tebrikler… ben de blogunuzu frienfeed üzerinden keşfettim, bundan böyle takipteyim:)
"Büyük bütçeler harcadığınız pazarlama iletişimi faaliyetlerinizin tüketici tarafından duyulması ve hedefine ulaşması için “-mış gibi yapmak”tan artık vazgeçin ve önce görülmek istediğiniz gibi olun…"
Bu yorum FriendFeed üzerinde yapılmıştır.
"Ne olduğun kulağımda öylesine çınlıyor ki, ne dediğini duyamıyorum!"
Bu yorum FriendFeed üzerinde yapılmıştır.
bravo
Bu yorum FriendFeed üzerinde yapılmıştır.
Sevgili Deniz, değerli paylaşımların için teşekkür ediyorum. Sevgiler..
Deniz yazilarini okuyorum cok güzel Tebrikler.
Yay
Bu yorum FriendFeed üzerinde yapılmıştır.
Amanın… Yeni gördüm… Onurlandırdınız efendim. Teşekkürler…
Bu yorum FriendFeed üzerinde yapılmıştır.
Eh be Deniz… Senin gibi "yeni nesil reklam insanı" bunları hemen görmezse, kim görecek… Gelmi’im oraya… Çeymi’im kulaklarını… (sinirli Ugur hoca havası…)
Bu yorum FriendFeed üzerinde yapılmıştır.
Yine güzel bir yazı yazmışsınız.
İşler zorlaştı.
Utandım hocam (: Haklısınız…
Bu yorum FriendFeed üzerinde yapılmıştır.
Bu sözü çok seviyorum ve sen de çok güzel anlatan bir yazı yazmışsın anlayabilenlere… Tebrikler,